Birinci bölümde işe alım sürecinde genelde ilk başta karşılaşacağınız
case study ve İK görüşmelerinden bahsettim. Eğer bu görüşmeleri başarıyla
geçerseniz son aşama olarak başvurduğunuz departmanın direktörüyle ya da şirket
ortaklarından (partner) biriyle görüşmeye davet edileceksiniz. Tabi bunları
benim ve arkadaşlarımın deneyimlerine dayanarak anlatıyorum. Farklı
mülakatlarla karşılaşırsanız da şaşırmayın derim ben.
1. Manager – Partner görüşmesi
Manager- Partner dedim ama başvurduğunuz pozisyonla ilgili
genelde tecrübeli ve iyi bir title’a sahip bir ya da iki çalışanla yapılan bir
görüşme bu da. Yine görüşme öncesi iyi bir hazırlık yapılması gerekiyor. Bu
görüşmede de karşınızdaki kişi sizi tanımaya çalışırken bir yandan da kariyer
planlarınızı sorabilir. Devamında da size şirket ve pozisyonla ilgili bilgiler
verebilir. Bunlar sizin hazırlanırken bulamadığınız bilgiler de olabileceği
için sizin düşüncelerinizden farklı
şeyler ortaya çıkabilir. Zaten karşınızdaki kişi “bu pozisyonda şöyle
şöyle yapman gerekebilir” mesela fazla seyahat gibi ya da “bu pozisyonda birkaç
departmanla birden çalışman gerekecek” gibi bilgileri eklerken bunların size
uygunluğunu sorabilir. Kendi
tecrübelerime göre en rahat ve keyifli geçen mülakat aşaması bu aşama. Çünkü bu
aşamadan önce zaten birkaç zorlu aşamayı başarıyla geçmiş oluyorsunuz ve
karşınızdaki bunun farkında oluyor. Yine de size pozisyonu ne kadar çok
istediğinize ve buna uygunluğunuza dair sorular sorabilirler. Tabi bu benim
yaşadığım. Bir de diğer türlüsü var o da şöyle: Karşınızdaki kişi/kişiler size
çok kötü davranabilirler, size teknik –finans mesela- sorular sorabilirler ve
sizi zorlayabilirler. Bazen de iyi polis kötü polis oynayabilirler. Eğer stresi
bol bir sektör ya da pozisyona başvurduysanız böyle bir şeyle
karşılaşabilirsiniz. Karşınızdaki çalışan sizi strese sokmaya çalışarak nasıl
tepki verdiğinizi bunun altından kalkıp kalkamayacağınızı görmeye çalışabilir.
Tıpkı İK görüşmesinde olduğu gibi karşınıza genelde neşeli
sempatik biri gelir ama sizle görüşürken bir yandan da bilgisayarından işini halletmeye
çalışan biri ya da “Toplantımız var hadi anlat da gidelim.” tarzı bir atmosfer
yaratan biri de olabilir karşınızda; gerçekten de sinir bozucu bir durum ama
sizin moralinizi bozmamak dışında yapabileceğiniz bir şey yok maalesef.
Aklıma gelen mülakat türleri bunlar ama şirket, sektör ve
pozisyon farklılığına göre mülakatların da farklılaşabileceğini bilmek lazım.
Dahası bazı firmalar adaylara çok büyük önem verip onları çok iyi bir şekilde
ağırlarken bazıları da tam tersi bir yaklaşımda bulunabilirler. Ancak mülakat öncesi iyi bir şekilde
hazırlanıp kendinize güvenirseniz bu tarz durumlar sizi daha az etkileyebilir.
Hatta diğer adayların yanında avantajlı duruma bile gelebilirsiniz.
Bir diğer tavsiyem ise kesinlikle dürüst olmanız.
Karşınızdaki kişi sizin yeni mezun olduğunuzun ve kısıtlı yetilerinizin
farkında, o yüzden de yapmadığınız şeyleri ya da size ait olmayan yetenekleri
anlatmaya çalışmayın. Karşınızdaki bir profesyonel olduğu için bunları
anlayabiliyor. Ancak, maalesef böyle zorlu bir süreçte pek fazla istemediğiniz
bir pozisyonu çok istiyormuş gibi tutarlı bir şekilde anlatmanızda fayda var.
Yani finansla ilgili bir pozisyonun görüşmesinde “aslında benim ilk tercihim
pazarlama bölümü ama finans da olur yani hmmm” demeyin onun yerine finansla ilgili
size uygun özellikleri öğrenin ve onlar üzerinden çok istediğinizi anlatın, bu
arada pazarlamadan hiç bahsetmeyin. “Finans alanında kariyer hedefliyorum”
diyin gerekirse. En son aşamada teklifler gelirse o zaman seçersiniz
pazarlamayı :)
Bu zorlu süreçte hepinize başarılar dilerim. Herhangi bir
yorum ya da soru için hulusiakgul@yahoo.com
’dan bana ulaşabilirsiniz.
Hulusi.
Teşekkürler verdiğiniz bilgiler sektöre yeni atılacak adaylar için çok önemli .
YanıtlaSil